Tekstil ve Hazır Giyim Sanayisi için 21. Yüzyıl Fırsatlarını Dayanıklı Küresel Değer Zinciri Vasıtasıyla Gerçeğe Dönüştürmek

COVID-19 salgını, eşi benzeri görülmemiş bir halk sağlığı krizi ve küresel ekonomi açısından harici bir şok etkisi yarattı. Dünya çapında yaşanan sokağa çıkma yasakları, karantina önlemleri ve küresel hareketliliğin aniden durması birçok işletmeyi kapanmaya zorladı. Pek çok ürün ve hizmet ise bu dönemde askıya alındı. Bütün bu yaşananların bir sonucu olarak, dünya ekonomisinde bir daralma yaşanması ve ülkelerin işsizlik ve yoksulluk oranlarının ise ciddi oranda ivme kazanması bekleniyor. Yaşanan şok yüzünden hem arz hem de talep alanlarında ortaya çıkan bu ekonomik kriz, bizlere Büyük Buhran zamanından bu yana hiç tecrübe edilmemiş bir miras bırakacağa benziyor.   

Bu zorlu zamanlarda, İslam Kalkınma Bankası (İKB) olarak Üye Ülkelerimize ekonomilerini yeniden ayağa kaldırabilmeleri ve kendilerini Küresel Değer Zinciri (KDZ) içinde yeniden konumlandırabilmeleri için en doğru yardımı sağlamaya çalışıyoruz. İKB’ye üye olan 57 ülke, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinin çoğunu elinde tutuyor. Bu ülkeler bir araya geldiğinde ise dünya nüfusunun neredeyse dörtte birinin satın alma gücünü temsil etmek mümkün. İKB üye ülkelerinin toplam GSYİH’si yaklaşık 7 trilyon olduğunu dikkate alırsak, yıllık %8’e varan GSYİH büyüme oranı sayesinde bu ülkelerin ekonomilerinin, küresel ekonomideki pazar paylarını daha da artırmak açısından ciddi bir potansiyele sahip olduğunu söyleyebiliriz. Koronavirüs salgını orta ve kısa vadede birtakım riskler ve hassasiyetler yaratabilir. Ancak İKB üye ülkeleri, bu kısa vadeli sorunların üstesinden gelme ve hızlıca toparlanma konusundaki başarıları sayesinde küresel ekonomi içindeki pazar paylarını arttırabileceklerdir. Ayrıca, ekonomilerindeki katma değeri daha artırmak ve sosyo-ekonomik kalkınmayı desteklemek üzere istihdam imkanları yaratmak da mümkün olacaktır. 

Tekstil ve Hazır Giyim Küresel Değer Zincirinde İKB Üye Ülkelerinin Yeri

Tekstil ve hazır giyim sektöründe Üye Ülkelerimiz katma değerlerini artırma, ekonomik büyümeyi teşvik etme ve istihdam fırsatlarını artırma potansiyeline sahiptir. Dolayısıyla biz de tekstil ve hazır giyim sektörünü bu alandaki kilit sektör olarak belirledik. Bu sanayii, sanayileşme sürecinde başlangıç sanayisi niteliğindedir ve bu sayede ihracatlar desteklenebilir ve önemli sayıda istihdam olanağı yaratılabilir. Bu sanayinin genişlemesiyle beraber teknolojik açıdan daha talepkar olan sanayiler için sermaye geliştirmek adına bir temel oluşturmak mümkündür. Örneğin; tekstil ve hazır giyim ihracatları, Bangladeş’te toplam ihracatının %85’ine, Pakistan’da %59’una, Türkiye’de %12’sine ve Mısır’da %11’ine denk geliyor. Emek yoğun sektör içinde İKB Üye Ülkelerinden milyonlarca insan var. Tekstil ve hazır giyim sektöründeki istihdamın toplam imalat işgücü içindeki payı Bangladeş ve Pakistan’da %40, Türkiye’de %28 ve Endonezya’da %27’dir.

İKB Üye Ülkeleri, toplamda hammadde üretiminin %15’ini, küresel tekstil ihracatının %11’ini ve küresel hazır giyim ihracatının ise %17’sini oluşturuyor. Buna ek olarak, küresel pamuk üretiminin %25’i ve küresel pamuk ihracatının %16’sı yine bu ülkelerde gerçekleşiyor. Üye Ülkeler ayrıca kümülatif olarak yün üretiminin %26’sını oluşturuyor ancak küresel yün ihracatının yalnızca %3’ünü karşılayabiliyor. İKB Üye Ülkelerinin tekstil ve hazır giyim makineleri söz konusu olduğunda ise büyük ölçüde ithalata bağımlı olduğunu söyleyebiliriz. Üye ülkelerdeki tekstil ve hazır giyim makine ihracatı %3 iken ithalat oranı %23’tür. İKB Üye Ülkelerinin büyük bir kısmı tekstil ve hazır giyim küresel değer zincirinde hammadde veya üretim aşamasında konumlanmıştır. Ancak pazarlama, markalaşma ve satıştan oluşan ve perakendenin en çok katma değer sağladığı aşamada oldukça sınırlı bir role sahiptir. Dolayısıyla, küresel piyasalardan daha fazla fayda sağlama potansiyeline de sahiplerdir.

Tekstil ve Hazır Giyim Katma Değer Zincirinin Geleceğine Yön Veren Trendler

Tekstil ve hazır giyim katma değer zincirine ilişkin yaptığımız detaylı analizde, gelecekte değer zincirinin daha dayanıklı olacak şekilde yeniden inşa edilmesine yönelik birkaç trend belirledik. Dünya nüfusunun artması, kentleşmenin artması ve çevresel sürdürülebilirliğe ilişkin endişeler tekstil ve hazır giyim sektöründe küresel bir etki yaratacaktır. Teknoloji odaklı yenilikler, tekstil ve hazır giyim sektöründeki küresel değer zincirinin farklı aşamalarını halihazırda şekillendirmeye başladı bile. Büyük veri uygulamaları, yapay zekâ (YZ), otomasyon, robotik teknolojiler, makine öğrenimi ve 3 boyutlu teknolojiler sayesinde ürün tasarım süreçleri iyileşmeye başladı. Lazer kesme makineleri, dikiş robotları ve nano-teknoloji gibi yenilikler sayesinde ise üretim süreleri kısaldı. Öte yandan, şeylerin interneti ve blok zincir teknolojisinin tedarik zincirine daha fazla şeffaflık ve izlenebilirlik getirmesi bekleniyor. Sürdürülebilir ve geri dönüştürülmüş fiber yapıların, çok hızlı bir şekilde kaynak yoğun hammaddelerin yerine geçmesi bekleniyor. Ayrıca, akıllı tekstil ürünlerinin otomotiv, inşaat ve tıbbi cihazlar gibi farklı sektörlerde ciddi bir potansiyelinin olacağı söylenebilir.     

Sektöre özgü trendler açısından, yeni küresel tedarikçilerin sürece dahil olması ve bu alanda bir çeşitliliğin yaratılması yeni imkanlar doğuracaktır. Son dönemlerde Asya pazarında yaşanan büyüme, önde gelen firmaların kaynak sağlama kararlarını etkilemeye başladı. Bu sayede, faaliyetlerin komşu ülkelerde gerçekleştirilme imkânı söz konusu olabilir ve dolayısıyla gelecekte nihai satış pazarlarına daha yakın olmak mümkün olacaktır. Buna ek olarak, önde gelen firmalar talebi karşılamak ve teslimat sürelerini azaltmak için ilk kademe tedarikçilerle stratejik ortaklıklar kurmak isteyeceklerdir. Buna bağlı olarak, tedarikçilerin uçtan uca entegrasyon için çok yönlü becerilere sahip olmaları, profesyonelleşmeleri ve dijital uzmanlık edinmeleri beklenecektir. Ayrıca dijital platformlarda kaynak sağlama, üretim ve satış yapmak için dijitalleşme ihtiyaçları da artacaktır. Gelecekteki pazar yapısı bir yandan ülkelerin konumuna öte yandan ise söz konusu ülkelerdeki tekstil ve hazır giyim sanayinin maliyet-etkin üretim sağlama, rekabet etme, kaliteli ürün sunma ve etkili üretim zamanı becerisine bağlıdır.

Bu trendlere uyum sağlamak İKB Üye Ülkeleri açısından son derece hayati bir öneme sahiptir. Bu bağlamda üye ülkelerin, uluslararası düzeyde rekabet edebilmek için teknolojik gelişmeleri yakalamaları elzemdir. Ayrıca daha dayanıklı bir tekstil ve hazır giyim küresel değer zincirinin yeniden inşasında daha yüksek katma değerli faaliyetlerde bulunmak için küresel değer zinciri içinde kendilerini yeniden konumlandırmaları gerekiyor. COVID-19 salgını tekstil ve hazır giyim sektörü açısından harici bir şok etkisi yarattı. Bu durum, dünya çapındaki mega trendlerin, sektöre özgü trendlerin ve teknolojik yeniliğe geçişin ortaya çıkardığı dönüşümleri hızlandıracaktır. Hızla eyleme geçebilen ve bu trendlere uyum sağlayabilen firmalar ve ülkeler, orta ve uzun vadede en yüksek faydayı sağlayacakladır. İKB Üye Ülkeleri bu yeni değişimler ışığında ekonomilerini yeniden başlatmaya ve yapılandırmaya yönelik eyleme geçemezlerse, diğer ülkelere kıyasla refah, teknoloji ve üretim alanlarındaki açıklar muhtemelen daha da büyüyecektir. Bu durum ise istihdam ve yoksulluk oranları üzerinde eşi benzeri görülmemiş olumsuz bir etki yaratacak ve önümüzdeki yıllarda sosyo-ekonomik kalkınma açısından iç karartıcı bir tablo çizecektir.          

Gelecek için Sanayi Koalisyonlarını ve Ortaklıklarını Teşvik Etmek

Yeni iş alanlarına geçiş sürecinde İKB olarak, Üye Ülkelerde ekonomik ve sosyal kalkınmayı sağlamak amacıyla özel ve kamu yatırımlarını hızlandırmak için oldukça açık ve net hedefler belirledik. Modernizasyon ve büyümenin sürdürülebilir olması için özel ve kamu sektörü arasında güçlü ortaklıklar kurma meselesini stratejilerimizin odağına yerleştiriyoruz. İKB’nin yeni iş modelindeki potansiyel işbirliği alanlarından bazıları şunlardır: ticaret ve yatırım ilişkilerini arttırmak için İKB Üye Ülkeleri arasında işbirlikleri kurmak; hükümetlerle, çok taraflı kalkınma bankalarıyla ve diğer uluslararası örgütlerle ortak finansman sağlamak ve kalkınma müdahalelerinde özel sektör piyasa kaynaklarına yer açmak. İKB olarak, çeşitli aktörleri bir araya getirerek geniş platformlar oluşturuyoruz. Buradaki temel amacımız bu aktörler arasında tekstil ve hazır giyim sektörü de dahil olmak üzere farklı sektörlerde etkili işbirlikleri kurmaktır.

Tekstil ve hazır giyim sanayinin geleceği üzerine İKB olarak hazırladığımız yayınlar, bu yazıda belirtilen hedeflerin hayata geçirilmesine yönelik önemli bir adımdır. İKB’nin yeni iş modelinde, kalkınma açısından yaşanan zorluklara ilişkin yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler sunuyoruz. Bu sayede 57 Üye Ülkenin sosyo-ekonomik kalkınmasına destek sunmayı ve işbirlikçi ortaklıklar kurulmasını hedefliyoruz. İşbirliğine dayalı çabalar sayesinde günümüzde yaşanan zorlukları ele alabileceğimize inanıyoruz. Bu noktada küresel toplumun, gelecek için dayanıklı sürdürülebilir çözümleri yeniden inşa etmek üzere İKB ile güçlerini birleştirmesini istiyoruz.       

 

Top